16 Mart 2011 Çarşamba

Kuala Lumpur part I & II

Uçakla yaklaşık bir saatlik bir uçuşun sonunda KL'e varılıyor Singapur'dan. Yorgunluktan tüm uçuş boyunca uyuduk zaten, tam anlamıyla göz açıp kapayana kadar geçti yol. Dünyanın en hızlı pasaport kontrolünü geçtikten sonra taksiye bindik. Taksiler fiks fiyata gidiyor şehir merkezine biz 102 ringgit verdik yaklaşık 30 dolar karşılığında şehre geldik. Yol çok uzun tam 70km ve neredeyse 1 saat aldı otelimize gelmemiz. Otel sözde şehrin merkezi olarak bilinen Bukit Bintang'daki Rudius International oteliydi. Kapısından girdiğimiz anda Evre ile birbirimize baktık, içeride tam bir curcuna vardi. Nedenini anlamak çok uzun sürmedi, otelde elektrikler kesik olduğu için herkes aşağıya koşmuştu. Saat gecenin 11 olmasına rağmen dışarıda terlediğimizi söylersem herhalde bunun ne anlama geldiği daha iyi anlaşılır.

Ikiletmeden odamızı iptal ettik, o saatte yer bulmak tam bir kumar oldu. Telefonla aradığım her yer ya doluydu ya da çok pahalıydı, sonuçta Radius'a 100 metre mesafede onu aratmayacak bir yerde konaklamaya karar verdik. O geceyi orada geçirip sabah ilk iş olarak kendimizi iyi bir otele atmak şartıyla. Otelin adını bile hatırlamıyorum ya da hatırlamak bile istemiyorum. Otelin tek faydası çevresinin cıvıl cıvıl olmasıydı, hemen yanı başındaki sokak restoranlarından birin yerel yemeklerden yedik (60 ringgit) ve sonrasında bir sırt masajı yaptırdık(iki kişi 60 ringgit).



Sabah erkenden kalkarak yeni otelimiz olan Hotel Maya'ya geçtik.Burası dün geceden sonra vaha gibi geldi. Uzun duş aldıktan sonra çekim için yola koyulduk. Ilk olarak Mendeka meydanına gittik, burada hem meydanı hemde meydanı çevreleyen tarihi binaları uzun uzun filme çektik. Saat 12'ye doğru çin mahallesine doğru yola koyulduk. Yürüyerek yaklaşik 10 dakikalik mesafede olmasına rağmen öğle sıcağında kan ter içinde yol almak çok zordu. Hava 37 derece olmasına rağmen nem sebebiyle nefes alınamaz haldeydi, sırasıyla Wet market, Hindu temple, Lake Garden ve Televizyon kulesinde çekimler yaptık. Günün sonunda neredeyse bizimde pilimiz bitmişti ama akşam için bir arkadaşımızla sözleştiğimiz için otele dönüp duş aldıktan sonra yine yola koyulduk. Central Market'ın orada bir çin restorani olan Glorious China'da yemek yedik sonrasında da Petronas Kulelerine tam karşıdan bakan Taders otelin tepesindeki Sky Bar'a gittik. Burası gerçekten görülmeye değer bir bar, gece çok çarpıcı olduğu kesin. Çıkışta hızımızı alamayıp sözde expatler tarafından güneydoğu asyanın en iyi bari seçilmiş olan Beach Cluba'a gittik, girer girmez rengi belli oldu. Sağımız solumuz filipinli büyük memelilerle doldu. Saat 1 gibi belkide ilk kez jetlagimizi atlatmış olarak zıbardık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder