25 Mart 2011 Cuma

Hong Kong part II

Şu anda Phuket'de kumsalda dinlenerek yazıyorum bu yazıyı, 20 günlük çekim koşuşturmasının içindeki tek dinlenme günümüz. Keyfim gıcır !

Zaten koşuşturma öyle bir hal aldı ki, normalde günlük olarak tutmaya çabaladığım süreçte 4-5 gün geriye düşmüş durumdayım. Hong öng'da ikinci gün aslında bu koşuşturmanın en streslisiydi, sabah erkenden kalkarak yola koyulduk. Yol hep aynı, otelin önünden taksiye biniyorsun, kawloon star ferry diyoruz ve oradan tekne ya da metro ile Hong Kong adasına geçiyoruz. Bu defa durum biraz farklıydı, Hong Kong'un en iyi görüldüğü yer Kawloon tarafı olduğundan çekime buradan başlamaya karar verdik iyiki de öyle yapmışız çünkü hava ondan sonra hep sisliydi. Sabah Kawloon çekimlerini Hollywood'dakilerden esinlenerek yaptıkları "Avenue of Stars" çekimleri izledi. Küçük elcağızcıklarıyla poz veriyordu herkes biz çekim yaparken. Sonra Star ferry'e binerek Hong Kong'a geçtik, yol yaklaşık 5 dakika sürüyor ve 2 HK dolarına bir bilet alınıyor, hem pratik hem ucuz. Biz metro yerine olabildiğince ferry'e binmeyi tercih ettik. Şehrin kalabalığına dalar dalmaz Çin öğelerine saldırdık. Hong Kong gerçekten çarpıcı bir yer, benim uzakdoğu da gördüğüm en etkileyici şehirlerden biri oldu. Şehirde yaklaşık 4 saat kadar çekim yaptık, önce daha tradisyonel olan bölgelerin çekimlerini yaptık ve bol bol köpekbalığı kiskacı, kaplan hede hödösü gibi erkekliğimizi arttırıcı yerlerin çekimlerini tamamlardıktan sonra merkezden Soho'ya, antikacılardan modern kafelere uzanan tatlı bir çekim oldu. Hem çekim yapıyor hemde aynı anda şehri tanımaya çalışıyorduk, bir sonraki günlerde nerelerde çekim yapmalıyızı belirliyorduk. Yürüten merdivenler çok etkileyici, şehrin tepe bölgelerindeki hayatı çok değiştirmiş anlattıklarına göre, bu merdivenler öncesinde kimselerin çıkmak istemediği Soho ve Middle level gibi bölgeler şimdilerde en trendy bölgeler, neredeyse tüm uluslararası restoran ve barlar burada. Biz de çekimin sonunu elbette bu bölgeye denk düşürecek şekilde tamamladık ve daha önceden rezervasyon yaptırdığımiz çin restoranında afiyetle yemeğe koyulduk, sonrasında Soho'da bulunan barlar sokağında (altlı üstlü iki sokaktan oluşuyor) bir kaç bara uğrayıp bir iki içki içtik. Ingiliz kültürünün etkisinin bir uzantısını da bu bölgede görmek mümkün, iş çıkışı hemen herkes bir barda buluşup ayaküstü sohbet edip biralarını yuvarlıyor. Genellikle en kalabalık saatler bu saatler oluyor ama genel anlamıyla gece de uzun yaşayan bir şehir Hong Kong. GEce klupleri saat 12 civarında dolup taşmaya başlıyor ve kalabalıklar sokağa taşıyor. Kurdu olanların da memnun kalacağı bir çok seçeneğin olduğu hemen belli etti kendini....

Biz şeytana fazla uymadan saat 1 civarında otelimize vardık, sabah erkenden otel çekimleri vardı sonrasında da yapılması gereken onlarca çekim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder